6.5.12

a moment to remember..

     En baştan söylemeliyim ki bu yazı a moment to remember filmiyle ilgili değildir aslında belki de biraz ilgilidir.Yani ben yine yazmak isteyip ne yazacağını bilemeyen bir haldeyim.Fakat istemediğim şeyleri gerçekten bildiğimden eminim evet doğru bazen değil aslında her zaman bilemiyoruz istediğimiz şeyleri...İstemediklerimizi bilmemiz gerekmez mi ama ya da hissetmemiz aslında hayat hissetmek değilmidir zaten .Belki insanoğlunun hayatın anlamını sorgulayıp çözememesinin öneminin olmamasının tek sebebi her gün yeniden doğan yeni düşlerdir.Dünya üzerinde yaşanılar bir anı ,ortak bir anı hissedebilmektir.Bazen neden bu kadar karmaşık yazdığımı soruyorum kendime,sonradan okuduğumda benim bile ne saçmalık dediğim oluyor.Ama cevabını bilemiyorum zaten uzun zamandır cevaplayamadığım sorular duruyor karşımda belki hep ertelemekten, belki arkama bakmadan kaçmaya çalışmaktan aynı yerde dönüp duruyorum.
    Her şey öylesine garip ki..Bazen zamanın hızla akıp gittiğini düşünürken buluyorum kendimi ..Yorulmaya meğilli olmak beni hayal kırıklığına uğratıyor.Sadece bazen Nilgün Marmara'yı düşünüyorum.Onun için hayatın arka bahçesini gördüğünü ve o zaman renklerin solduğunu söylüyorlar.Hayatın arka bahçesinden kaçamamam..Sizi görüp bütün o söylediğiniz boş sözleri ve diğer her şeyi oratadan kaldırıp çekip çıkarasım geliyor ama orada mutlu görünüyorsunuz ..Bense mutsuz ,mutlu, neşeli, hüzünlü veya kederli,hayat dolu olamıyorum çünkü aslında hepsi oluyorum aynı anda..Belki sorun budur..Geçenlerde okuduğum J.Barbur'un blogundaki harika öz eleştiri ,belki de herkesin yapması gerekendir.Henüz uzun patikanın en başında duruyorum ,sahi arka bahçede yürüdükçe renkler solmaya başlar mı? Bu yürüyüş bir tutku olsada benim için, bir gün siyah beyaz kadrajın içine girdiğinde hayat,neresinde olurum bilemiyorum..
   Keyifli ve neşeli günler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder